Sunduğumuz farklı yoga stillerindeki seanslarımızla amacımız, öğrencilerimizin dikkatlerini nazikçe ve şefkatle bedenlerine ve ona hayat veren nefese yönlendirmelerini sağlamak. Çünkü ‘anda kalmak ve hayatımızdan olduğu haliyle tatmin olmak’ dikkatin bedene ve nefese yönlendirilmesinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.  Farklı yoga stilleri olsa da, farklı unsurları vurguluyor olsalar da, hepsi ruhsal olarak aynı şeye hizmet ediyor: kendimizi görmek, farketmek, hissetmek ve nihayetinde olduğumuz gibi kabul etmek! Çünkü insanoğlunun tarihi çok eskilere dayanan huzursuzluğunun en büyük kaynağı, kendisini ve hayatını olduğu gibi kabul etmemek, varolanla sürekli, güçten düşürücü ve mutsuzluk veren bir savaş içinde olmak!

​

Her yoga stili, başka bir unsuru vurgulasa da, amaç dinlemeye ve bununla gelen hem fiziksel hem de ruhsal dinlenme haline ‘evet’ demek ve böylece savaşı durdurmaya başlamak.

 

Vinyasa Akış

Sanskritçe bir kelime olan vinyasa, bir şeyi yerli yerine yerleştirmek anlamına gelir. Bir vinyasa akış seansında tüm asanalar ve sekanslar, birbirini dengeler ve bütünler bir halde, öğrencinin beden zekasını geliştirme niyetiyle yaratıcı bir biçimde ‘doğru’ yerini alır. Tüm akış, nefes farkındalığı içinde geçer, nefes bir pozu diğerine bağlayan sağlam ama aynı zamanda esnek bir ip gibidir. Amaç, hareket halindeyken meditasyonu deneyimlemektir. Öğrencinin hem dayanıklılığını hem de esnekliğini arttırır, zihinsel dinginleşmeyle beraber odaklanmayı öğretir.

​

Yin & Yang Yoga

Yin & Yang yoga seansları, nefes farkındalığıyla gerçekleşen, kas ve eklemleri ısıtıp uyaran yang (aktif) akışlarla başlayıp, beden ağırlığını yerçekimine bırakarak yapılan yin (pasif) yoga pozlarıyla tamamlanır. Bu stildeki seanlarımızın ilk bölümü gücü ve dayanıklılığı arttırır, öğrencide merkez ve merkezden, eforsuz hareket etme farkındalığını geliştirir, son bölümü ise içinde uzun süre pasif kalınan pozlar yoluyla sakinliğe ve dinginliğe davet eder. 

​

Yin Yoga

Pasif kaslarla çalışılan, yaklaşık 20 yoga pozunun kombinasyonundan oluşan bu sade ve meditatif yoga stili, pozlarda uzun süre kalmak ve ağırlığı yer çekimine bırakmak suretiyle hem fiziksel hem de ruhsal anlamda derin bir açılma yaratır. Hem omurga hem de leğen kemiği üzerindeki bağ dokuya ulaşabilmeyi sağlar, rahatlatıcı, iyileştirici ve dengeleyici etkiler bırakır, meditasyona hazırlar. Yin yogada, hatha yoganın içinde yer alan daha aktif ve güç odaklı stillerdekinden çok farklı, çok daha özgür bir hiza anlayışı vardır. Her beden, her uygulayıcı biriciktir, birbirimize benzesek bile aramızda, bir pozu nasıl deneyimlediğimizi ve ne kadar derine gidebileceğimizi belirleyen pek çok fark vardır. İskelet ve kas yapımız, bağ dokumuzun esnekliği, sinir sistemimiz ve bedenimizin harekete dair kayıtları birbirinden çok farklıdır. Önemli olan kendimizi gözlemlemek suretiyle sınırlarımızı farketmek, değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz noktaları kabul etmek, değiştirebileceklerimiz üzerinde şefkatle, samimi bir çabayla çalışmaya devam etmektir. 

​

Yoga Terapi

Genelde sadece iki poz arasında bol tekrarla, nefes farkındalığıyla ve an be an değişen hisleri gözlemleyerek akma esasına dayanan yoga terapide amaç, az çalışan kasları güçlendirmek, gereğinden fazla çalışanları da dinlendirmektir. Bol tekrar yoluyla kas – sinir sistemi dönüşmeye, hareket ve duruşa dair yerleşmiş alışkanlıklar değişmeye, iyileşmeye başlar. Yoga Terapi, özellikle 55 yaşını geçmiş öğrencilerin zorlanmadan yapabileceği akışları bir araya getirir. Özellikle bedenin belli bölgelerini (bel, kalçalar, omuzlar, boyun vb. gibi) hedefleyen yoga terapi akışları, spesifik sorunlar üzerinde çalışabilmeyi sağlar. Eklemlerimiz, yuvarlak, tekrar eden hareketi çok severler, yoga terapi akışları onları uyarır ve besler.

​​​

​Yogalates

​Yogalates derslerinde, pilates egzersizleriyle ile yoga akışlarının birbirine entegre edilmesinden oluşan, bol tekrar eden serilerle, uygulayıcıda özellikle core yani merkez farkındalığının geliştirilmesi hedeflenir. Core bölgesinin gelişmesi, omurganın daha iyi desteklenmesini sağlayarak beden duruşu üzerinde olumlu bir etki yaratır. 

​

Pranayama Çalışmaları

Prana Sanskritçe bir kelimedir, hem yaşam enerjisi hem de nefes anlamına gelir. Pranayama çalışmaları ise, farklı tekniklerle nefesi manipüle etmek yoluyla gündelik hayattaki doğal nefesin özgürleşmesini amaçlar. Nasıl ki bedenimizde ve zihnimizde engeller varsa, nefesimizde de vardır ve pranayama çalışmaları nefesin tüm bedende sağlıklı bir şekilde akması için onun önündeki engelleri kaldırır. Kimi nefes teknikleri sakinleştirir kimisi enerji verir, bazılarınınsa dengeleyici etkisi vardır.

​

Meditasyon

Birçok kadim öğretinin bir parçası olan Meditasyon, yoga öğretisi içinde de çok önemli bir yere sahiptir. Yoga asana uygulamasının da nihai amacı, hem bedeni hareket halinde meditasyona davet etmek hem de meditasyona, dinginlik içinde oturup dinlemeye hazırlamaktır. Meditasyon, yoga asana çalışmasından bağımsız bir şekilde uygulanabilir, bir aktif dinleme ve tanık olma halidir, dikkatin -uygulanan tekniğe göre- nazikçe belirli bir şeye – nefese, bedensel duyumsamalara, bir objeye vb. gibi – yönlendirilmesiyle, zihinle ve düşüncelerle özdeşleşme hali yavaş yavaş sonlanmaya başlar. Gelişen görüntüleme teknikleri sayesinde, saygın kurumların ve bilim insanlarının da iyileştirici etkilerini ispat ve kabul ettikleri meditasyon, düzenli uygulandığında günümüzün en büyük hastalığı olan stres düzeyinde düşüş sağlar, sinir sisteminin savunma ayarlarını düşürür, kan basıncını normalleştirir, hormonal salgıları düzenler ve kişinin daha çok ‘anda’ kalmasını ve kendi yaşamından, her ne oluyorsa ondan daha fazla tatmin olmasını sağlar.

​

Mindfulness Teknikleri

Türkçe karşılığı aşağı yukarı ‘bilinçli farkındalık’ olan mindfulness kavramı ve öğretileri, iyileştirici güçleriyle özellikle son yıllarda dünyada ve ülkemizde oldukça popüler hale gelmiştir. Tanmı daha da genişletirsek mindfulness, nazik ve bilinçli bir dikkatle odaklanarak, yargılamadan, an’ın içinde olanlara açık olmak, bir tür aktif dinleme halini deneyimlemek demektir. Daha da genişletirsek, bir teknikten ziyade bir hayatı yaşama biçimi ve tavrı olarak, doğrudan gündelik yaşamın ‘sıradan’ etkinliklerine uyarlanabilen, ‘şimdi’de kalma ve şimdi’de olanla tatmin olma’ kapasitemizi geliştiren, sinir sistemimizin savunma ayarlarını düşürerek, değişen koşullara adaptasyon kabiliyetini artıran bir pratikler bütünüdür.  

​

Mindfulness meditasyonları, bize odaklanabileceğimiz bir şey verir – nefes, fizik bedendeki değişen duyumsamalar, duyguların gelip geçişi, mekanda varolan ayrıntılar, duyu organlarımız yoluyla algıladıklarımız- Onunla yargısızca dinlemeye, izlemeye, hissetmeye ve kabul etmeye davet eden, dolaysız bir bağ kurarız. Bağ kurmak bizi zihnimizin sürekli geçmişe veya geleceğe zıplayan, güçten düşürücü kaosundan özgürleştirmeye başlar. Mindfullness tekniklerinin düzenli uygulanması, bilim insanlarının da gözlemleyebildikleri ve teknolojinin gelişen imkanlarıyla görüntüleyebildikleri gibi, beynin plastisitesini geliştirerek yeni sinir yollarının aktive olmasını yani an’da günden güne daha mevcut olabilmeyi getirir. Tekniklerin ortak niyeti, yaşamdan haz alabilme yeteneğimizi arttırmaktır.